Aşırı şeker tükettiğinizde vücudunuzun size gönderdiği 3 sinyal

Dünya Sağlık Örgütü’nün Aşırı Şeker Tüketimine Dikkat Çeken İpuçları

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), günlük şeker alımının 25 gramı geçmemesini öneriyor, bu da yaklaşık beş çay kaşığına denk geliyor.

Günlük şeker tüketiminizi takip etmek bazen zor olsa da, vücudunuz fazla alımın farkına varır ve size belirli sinyallerle bildirir. Bu sinyaller, şekerin vücudunuz üzerindeki etkilerini anlamanızı sağlayarak, daha sağlıklı seçimler yapmanıza yardımcı olabilir.

Aşırı şeker alımını uyaran işaretler

1. Kilo alımı ve sürekli açlık

Serbest veya ilave şeker, yalnızca kalori alımını artırmakla kalmaz, aynı zamanda bağımlılık yapıcı bir etki de yaratır. Kişiler şeker içeren gıdaları sürekli olarak daha fazla tüketme isteği duyabilir. Sürekli şeker tüketimi, vücut ağırlığının artmasına neden olabilir ve açlık hissinin devam etmesine sebep olabilir. Ayrıca, tatlılar veya şekerli ürünlere olan istek de zamanla artacaktır.

2. Sivilce varlığı

Büyük miktarlarda şeker tüketmek, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olan insülin hormonunun salınımını tetikler. Aynı zamanda, yağ bezlerini uyararak aşırı keratin üretimini teşvik eden insülin benzeri büyüme faktörü (IGF-1) de salınır. Bu durum, yağ bezlerinin tıkanmasına yol açar ve sonuç olarak sivilce oluşumunu artırır.

3. İstek ve ruh hali değişimleri

Yüksek şeker tüketimi, vücutta fazla miktarda insülin salgılanmasına neden olur ve kan şekerini yükseltir. Bu durum, hiperglisemiden önce hipoglisemiye neden olabilir. Hipoglisemi meydana geldiğinde, tatlı yiyeceklere olan istek artar ve bu da sürekli ruh hali değişimlerine sebep olabilir. Sonuç olarak, kişiler yorgunluk, halsizlik ve uyuşukluk gibi belirtilerle karşılaşabilir.

Bu sinyalleri dikkate alarak, serbest veya ilave şeker alımını sınırlandırmak, daha sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olacaktır.

Related Posts

Uzmanından ebeveynlere kritik uyarı: Hayati tehlike yaratabilir!

Astım ve benzeri kronik hastalıklarla mücadele eden çocuklar için ilaçların doğru kullanımı sandığınızdan daha önemli. Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu ve Prof. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, çocuklarda doğru ilaç kullanımının hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı.

Kendini Sevme Stresi Azaltıyor

Üsküdar Üniversitesi tarafından bu yıl “Nörobilim Temelli Pozitif Psikoloji” temasıyla 7’ncisi düzenlenen Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi’nin “Onur Konuğu” Oregon Eyalet Üniversitesi’nden Doç. Dr. Thomas Field, “Sinirbilime Dayalı Bilişsel Davranış Terapisi Hakkında Kısa Başlangıç” konusunu ele aldı.

Aşırı aktif mesane kadınları tehdit ediyor! Ani idrar yapma isteği en tipik belirtisi

“Ani idrarım geldi, yetişemedim”, “Çok sık idrara çıkıyorum, böbreklerim iyi çalışıyor”, “Evden çıkmadan önce mutlaka tuvalete girerim” Günlük hayatımızda yaşadığımız veya çevremizden sıkça duyduğumuz bu yakınmalar, toplumda “aşırı aktif mesane” olarak bilinen mesane hiperaktivitesi hastalığının sinyali olabilir.

Ülkemizden gençler ‘kaygılı’: ‘Gençlerin ülkemizde yaşam kaygısı yüksek’

Türkiye’de gençlerin en büyük sorunlarından biri gelecek kaygısı. Zorlaşan hayat şartları gençleri, geleceğe karşı umutsuzluğa düşürüyor. Şen, bu sürecin gençleri nasıl etkilediğini gazetemize anlattı.

Sebze meyvedeki pestisiti yok eden Japon taktiği! Evdeki 2 malzeme yetiyor

İlkbaharın taptaze çilekleri, parlak renkleri ve iştah açıcı görünümleriyle sofralarımıza gelir. Ancak bu lezzetli meyvede gizlenen pestisitler sağlığımız için bir tehdit oluşturabilir. Bu aşamada, sadece su altında durulayarak yapılan temizlik yetersiz kalabiliyor. İşte Japonların sırrı.

Uzmanından kritik uyarı: ‘Saç dökülmesi ilerlediyse, ilaçlar etkili olmaz’

Dr. Mehmet Erdoğan, “Saç dökülmesi yaşayan bireyler genellikle ilaçlarla dökülmeyi yavaşlatmaya çalışır. Ancak, bu ilaçların etkisi kişiden kişiye değişebilir ve uzun vadeli kullanım gerektirebilir. Saç dökülmesinin erken evrelerinde, ilaçlar saçların korunmasına yardımcı olabilir. Ancak, dökülme belirli bir seviyeye ulaştığında, bu ilaçlar kaybedilen saçları geri getirmez. Saç ekimi, dökülen bölgelerde kalıcı bir çözüm sunmanın tek yoludur” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir