Merkez Bankası (TCMB) başkanlığına bu haftasonu Fatih Karahan atanırken piyasalar görev değişikliğinin ekonomi politikalarında anlamlı bir değişim getirmeyeceği görüşünde.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ailesini koruma isteğini gerekçe göstererek görevden affını istediğini açıklamasının ardından Karahan’ı göreve getirdi.
Karahan göreve gelmesi ardından dün yaptığı açıklamada enflasyonun hedeflerle uyumlu seviyelere gerileyene kadar gereken parasal sıkılığı korumakta kararlı olduğunu belirtti.
ŞİMŞEK: “SAYGI DUYULAN BIR MAKROEKONOMIST”
Çalışma hayatına 2012 yılında New York Merkez Bankası’nda ekonomist olarak başlayan Karahan, 2022 yılına kadar aynı kurumda İşgücü ve Ürün Piyasası Çalışmaları Başkanı ve para politikası danışmanı olarak görev yaptı. Daha sonra Amazon’da ekonomist olarak çalışmaya başlayan Karahan, Kasım 2022’de Amazon’da başekonomist görevine atandı. Karahan 28 Temmuz 2023’ten beri TCMB’de başkan yardımcısı olarak görev yapıyordu.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Karahan’ın kendi tavsiyesi doğrultusunda atandığını belirtti ve bilgi ve tecrübesine dikkat çekerek “saygı duyulan bir makroekonomist” olarak tanımladı.
Karahan’ın göreve gelmesi ardından TCMB zorunlu karşılıkta yeni bir adım da attı. TCMB bir aydan uzun vadeli TL mevduat ve kur korumalı mevduat (KKM) hesapları için tesis edilen zorunlu karşılıklara (ZK) üç ayda bir faiz uygulanacağını açıkladı. TCMB ayrıca KKM’de yurt içi yerleşik gerçek kişilere yönelik süre uzatımı yapıldı.
Erdoğan geçmişte TCMB başkanlarını faiz artışı kararları nedeniyle görevden aldığı için piyasalar görev değişimini sorguladı. Ancak ekonomi yönetiminin bu görev değişiminin şahsi gerekçelerden kaynaklandığını belirtmesi, değişimin hızla tamamlanması ve verilen ilk mesajlarla birlikte piyasalarda genel görüş ekonomi politikalarda bir değişim olmayacağı yönünde oluştu.
Hatta JPMorgan atamanın “Dezenflasyon ve TL için olumlu” olduğunu ve yeniden şekillenen Para Politikası Kurulu’nun “daha sıkılaştırma yanlısı” olabileceği değerlendirmesini de yaptı.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, “Yeni başkanın son dönem kararlarını alan ekipten olması ve Şimşek’in açıklamasında belirtildiği gibi bu görev için desteğini alması, uygulanan para politikasında olumsuz bir yöne dönüş olasılığını düşük gösteriyor” dedi ve ekledi:
“Zaten Merkez Bankası’nın son PPK toplantısında verdiği mesajların şahinlik dozunun zaten güçlü olduğunu düşünüyoruz, bu mesajların Enflasyon Raporu’nda verilecek mesajlarla da desteklenmesini bekliyoruz.”
GÖZLER 8 OCAK’TA
Piyasalarda bugün Ocak ayı enflasyon verileri izlenecek. Haftanın kalanında ise yeni başkan Karahan’ın perşembe günü sunumunu yapacağı ilk enflasyon raporu toplantısı piyasanın ana gündemi olacak.
Reuters anketine göre, yılbaşında bir çok ürüne uygulanan zamlar ve yüksek asgari ücret artışının ardından Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) Ocak ayında aylık yüzde 6.5 artması, yıllık TÜFE’nin ise yüzde 64.5 seviyesine sınırlı düşüş göstermesi bekleniyor.
Reuters anketinde Ocak’ta yıllık enflasyon tahminleri yüzde 62.7 ila yüzde 66.2 arasında bulunurken, aylık tahminler ise yüzde 5.3 ila yüzde 7.6 aralığında şekilleniyor. Yılsonu tahminleri ise yüzde 40 ve yüzde 45 aralığında seyrediyor.
Dolar/TL düzenli kayıplarına devam ederek cuma gününü 30.46 civarında tamamlamıştı. Foreks piyasalarda bu sabah dolar/TL’nin 30.68’i görerek rekor tazeledi. Saat 09.14’de ise tekrar sınırlı düşüşle 30.48’den işlem görüyor. Euro ise aynı dakikalarda 32.09 bandında işlem görüyor.
TL Ocak ayında dolar karşısında yüzde 2.7 değer kaybetti.
Geçen hafta yayımlanan TCMB tutanaklarında asgari ücret artışı nedeniyle ocak ayında aylık enflasyon, çekirdek enflasyon ve enflasyonun ana eğiliminde geçici bir yükseliş gerçekleşeceği ifade edilirken, şubat ayında ve sonrasında fiyat artışlarının yavaşlamasının öngörüldüğü belirtildi.
KÜRESEL PİYASALAR
Asya borsaları gerilerken dolar güçlü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verilerinin ardından Fed’in yakın vadede faiz indirimine gideceği yönündeki beklentilerin azalmasıyla keskin yükseldi. Petrol fiyatları, ABD’nin Irak ve Yemen’de İran tarafından desteklenen gruplara yönelik saldırılarda bulunmasının ardından yükseldi. Otadoğu’da gerilimin yükselmesiyle risk iştahı geriledi.