Zühtü Arslan, Erdoğan’ın da katıldığı törende konuştu: Görüş farklılıkları gerekçesiyle AYM kararlarına  uyulmamasının hiçbir anayasal zemini yoktur
4 mins read

Zühtü Arslan, Erdoğan’ın da katıldığı törende konuştu: Görüş farklılıkları gerekçesiyle AYM kararlarına uyulmamasının hiçbir anayasal zemini yoktur

Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, hakkında hak ihlali kararı verdiği Can Atalay krizinden sonra ilk kez Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca‘nın da katıldığı yemin töreninde konuşuyor.

Arslan konuşmasında “Bireysel başvuru Türk yargı tarihinin en büyük yargı reformlarından biridir” vurgusu yaptı. Arslan, “Temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra AYM’nin verdiği karar ve yaptığı yorumdan sonra görüş farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle AYM kararlarının  uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini yoktur” ifadelerini kullandı.

Zühtü Arslan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“AYM yeliğine Danıştay kontenjanından seçilen ve bugün yemin edecek olan Yılmaz Akçil’i tebrike diyorum. Bu törenin benim için ayrı bir önemi var. Sayın Akçil burada bu salonda cübbesini giydireceğim son yemiz olacak. Dolayısıyla ettiğimiz yemine giydiğimiz cübbeye dair görüşlerimi sizlerle son kez paylaşacağım. AYM olarak göreve başlarken anayasayı ve temel hak ve özgürlükleri koruyacağımıza, büyük Türk milleti önünde söz veriyoruz. Verilen sözün tutulması anlamına gelen ahde vefa ahlaki ve hukuki bir ilkedir. Günümüzde ahde vefa ilkesinin yaşlanan ters dalgalarla zedelendiğini görüyoruz.

Adaletin sembollerinden biri hiç kuşkusuz cübbedir. Cübbelerimiz adaleti ve onun omuzlarımıza yüklediği ağır sorumluluğu temsil etmektedir. İnsanlar o cübbe karşısında haksızlıkların giderileceğine inanırlar. Sayın cumhurbaşkanım giydiğimiz cübbelerin anlam ve önemini ifade etmek için genç hakim ve savcılara anlattığım bir kıssadan hisse var:

‘Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman’a gelerek kanadını bir dervişin kırdığını söyler. Hz. Süleyman dervişi hemen huzuruna çağırtır ve ona sorar; ‘Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?’ Derviş kendini savunur… ‘Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı…’ Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve şöyle der… ‘Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadı. Kuş itiraz eder Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah’tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım…’ Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısas’ın yerine getirilmesini ister. ‘Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın’ diye emreder… Ancak bu emre Kuş itiraz eder: Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar. Siz en iyisi bunun üzerindeki derviş elbisesini çıkartın. Çıkartın ki, benim gibi başka kuşlar bundan sonra onu derviş sanıp aldanmasın.’ Üzerimizdeki cübbeleri toplumun adalete güveninin sembolüdür.

“Bireysel başvuru Türk yargı tarihinin en büyük yargı reformlarından biridir.

“Temyizden geçerek kesinleşmiş yargı kararlarından sonra AYM’nin verdiği karar ve yaptığı yorumdan sonra görüş farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle AYM kararlarının  uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini yoktur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir